İnsan vücudunda yer alan her yapı, vücut fonksiyonları için ayrı ayrı görevler üstlenir. Bu yapıların bazıları, vücudun kilit noktaları arasında bulunur. Bu kilit noktalardan biri de omuriliktir. Omurilik, merkezi sinir sisteminde omurga kanalında yer alır ve omurgadan daha kısadır. Yaklaşık 1 santimetre kalınlığında ve 40 santimetre uzunluğunda bir yapıdır. Günlük olarak gerçekleştirilen refleksler tamamen omurilik ile alakalıdır. Çevresel sinir sistemi ve beyin arasındaki iletişimi sağlar, beyinden iletilen komutları kaslar ve iç salgı bezlerine ulaştırır. Devamlı gerçekleştirilen hareketler ilk olarak beyin denetiminden geçer, ardından bu görevi omurilik üstlenir. Omurilikte gerçekleşen bazı problemler, bölgede sağlık sorunlarının gelişmesine yol açar.

Sistemik rahatsızlıklar, damar problemleri ve bazı enfeksiyon türleri omurilikte iltihap gelişmesine yol açabilir. Grip, kızamık, su çiçeği, kuduz, idrar yolu enfeksiyonu, akciğer enfeksiyonu gibi farklı enfeksiyon türleri beyin zarı yolu ile omuriliğe kadar ulaşabilir. Bu durumda omurilik iltihabı gelişir. Ayrıca bağışıklık sistemi zayıf olanlarda, yaşlılarda, çocuklarda, romatizma hastalarında ve dolaşım ile alakalı problem yaşayan kişilerde de omurilik iltihabı görülme olasılığı vardır.

Diğer hastalıklarda olduğu gibi omurilik iltihabında da hasta öyküsü çok önemlidir. Hastanın şikayetlerine göre gerekli tetkikler yapılır. Yapılan tetkikler sonunda omurilikte iltihap tespit edilmişse tedavi için zaman kaybedilmemelidir. Omurilik iltihabı akut olarak gerçekleşiyorsa bağışıklık sistemini kuvvetlendirecek bir tedavi tercih edilmelidir. Ayrıca ilaç tedavisi ile sorun kontrol altına alınabilir. Bazı durumlarda dokuda ödem oluşabilir. Ödemi yok etmek için kortizon tedavisi uygun görülebilir. Akut iltihap tedavisinde geç kalınmışsa ölüm riski artabilir. Hasta akut evreyi atlattıktan sonra kronik evreye geçebilir. Bu evrede fizik tedavi ve ilaç tedavisi uygulanır.

Omurilikte oluşan tümörler birincil ve ikincil olmak üzere iki grupta incelenir. Birincil tümörler tamamen omurgayı oluşturan yapılar ile alakalıdır. İkincil tümörler ise vücudun başka bir yerinde oluşan ve omuriliğe kadar sıçrayan metastatik tümörlerdir.

Omurilik tümörü yerleşim gösterdiği alana göre farklı şekillerde belirti gösterebilir. Ancak en çok rastlanan belirti, sırt ağrısıdır. Oluşan ağrı dinlenme ile geçecek özellikte değildir. Ağrı genellikle yaygın olur. Sırt ağrısına karın ağrısı eşlik edebilir. Bacaklarda güçsüzlük, idrar kaçırma, uyuşukluk gibi belirtiler tümörün yerine göre farklılık gösterir.

Omurilik tümöründe en önemli belirti ağrı olduğu için hasta ağrı şikayeti ile doktora başvurur. Hastanın hikayesi dinlendikten sonra tanı yapabilmek için gerekli tetkikler yapılır. Tanı için en önemli tetkik radyolojik görüntüleme yöntemidir. Tümör tespit edildikten sonra tümörün iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğu ayırt edilmelidir. Tedavide ise cerrahi, kemoterapi, radyoterapi gibi yöntemler tek başına kullanılabileceği gibi birlikte de kullanılabilir.

Doğumsal olarak omurilik anormallikleri olarak tanımlanabilir. Omurilik kanalının kayması, sinirlerin dışarı taşması gibi omurilik içinde yaşanabilecek hastalıklardır. Tanıda çok yönlü olmak ve hassas bir tedavi uygulamak gerekir.

Omurilikte gerçekleşen damar yumağı, fistüller gibi aniden gelişen hastalıklardır. Bu tür hastalıklarda erken tanı ve tedavi çok önemlidir.

Trafik kazası ya da başka bir nedenden dolayı oluşan kırıklar, kopmalar ve yaralanmalar omurganın fonksiyonunu bozabilir. Bu tür omurilik sorunları günlük hayatta çok sık karşılaşılan problemler arasındadır. Tedavi, bazı vakalarda kurtarıcı olabilirken bazı vakalarda ağır bir sakatlığı önleyecek kadar etkili olabilir.