Omurilik, omur gövdelerinin arasındaki kanalda bulunan bir yapıdır. Başın hemen alt kısmından başlayarak aşağıya doğru uzanır. Omurga; boyun, bel, göğüs ve sakral bölgesi olmak üzere beş farklı omur grubundan oluşur. Bel bölgesinde beş adet omur bulunmaktadır. Bu bölge, vücut ağırlığının en çok yoğunlaştığı omurga bölgesidir. Omurilik sıkışması, omurların hemen arkasında bulunan omurilik kanalının çevresel daralması sonucu, omuriliğin çeşitli seviyelerde sıkışması ve sinir köklerine baskı yapması durumudur. Boyunda kanal darlığı olan kişilerin yarısında kol veya boyun ağrısı görülür. Kanal darlığı ve omurilik sıkışmasına bağlı olarak kollarda kuvvetsizlik, kapı kolunu açıp kapatamamak, gömleğini düğmeleyememek veya kavanoz kapağını açamamak gibi el beceriksizlikleri sıkça karşılaşılan yakınmalardır. Bacaklarla ilgili şikayetler ise bacaklarda güçsüzlük, yürüme zorluğu olarak ortaya çıkar ve yardımsız yürüyememe durumuna kadar ilerleyebilir. Bu kişilerin şikayetlerinin bir diğeri de hastalığın ilerlemesi ile idrar tutamama olabilir. Tüm bu şikayetlerin zamanla ilerlemesi her kişide farklılık gösterebilir. Bazı kişilerde şikayetler hızlı olurken, bazılarında ise ilerleme yavaş olmaktadır. Bir grup kişide ise belirli bir noktadan sonra ilerleme durmaktadır.

Belde omurilik kanalının sıkışması, yavaş gelişen bir süreçtir. Bu sebeple ilk başta yakınmalara neden olmayabilir. Ancak hastalık ilerlediğinde kişilerin yaşam kalitesi bozulur ve günlük aktiviteleri kısıtlanır. Hastalarda en belirgin belirti, belli bir mesafe yürüdükten sonra bacaklarda meydana gelen kramp ve kasılmalardır. Zamanla bu belirtilerin ortaya çıktığı mesafe azalır ve çok ileri dönemlerde kişiler ev içinde bile yürüme sırasında bacaklarda kasılma ve kramp sorunları ile karşı karşıya kalırlar. Kişilerde bel ve kalçadan başlayıp bacağa ve ayağa yayılan ağrılar olabilir. Bel omurilik sıkışması olan kişiler, sırtüstü yatmakta güçlük çekebilirler. İleri dönemlerde bu kişilerde öne doğru eğilerek yürüme eğilimi meydana gelir. Çünkü kişi, öne eğilerek omurilik kanalını istemli olarak biraz daha geniş hale getirmeye çalışır.

Omurilik sıkışması ilerlememiş olan kişilere cerrahi olmayan yöntemler, yani ilaç tedavisi, yatak istirahati, epidural enjeksiyonlar ve fizik tedavi uygulanabilir. İlaç tedavisinde basit ağrı kesici ilaçlardan narkotik grubu ağrı kesici ilaçlara kadar çeşitli ilaçlar kullanılabilir. Ancak bu ilaçların gerekliliği ve hangi ilacın ne dozda kullanılacağı uzman bir hekimin karar vereceği bir durumdur. Epidural enjeksiyon uygulaması, cerrahi olmayan yöntemlerden biridir. Bu yöntemde sinirleri saran zar tabakasının dışındaki epidural boşluğa kortizon uygulanır. Fizik tedavi doktorunun kararı ile yapılacak olan fizik tedavi uygulamalarında amaç ağrıyı kesmek veya tolere edilebilir düzeylere indirmek, kasları kuvvetlendirmek ve hareket serbestliği sağlamaktır.

Ancak nörojenik kladikasyo adı verilen, kişilerin zamanla yürüme mesafelerinin azalması ve beraberinde bacaklarda kramp ve kasılma olması durumunda, bacaklarda güç kaybı, idrar torbası ve bağırsak sorunları olan ve kişinin yaşam kalitesinin düştüğü durumlarda cerrahi tedavi yapılmalıdır. Cerrahi tedavi, günümüzde gelişmiş teknolojik olanaklar ve ameliyat mikroskobunun beyin cerrahisi pratiğinde artması ile daha rahat ve başarılı uygulanabilir hale gelmiştir. Cerrahi uygulamada amaç, omurilik kesesi ve içindeki sinirlere olan baskıyı ortadan kaldırmaktır. Omurganın arka çatısını oluşturan her iki yanda bulunan kemikler ve sarı bağ dokusu alınarak omurilik kesesi rahatlatılır. Uygun olgularda, omurganın dinamiğini bozmamak için bir taraftan yaklaşım yapılır. Omurganın arkasından bir taraftan kemik doku çıkarılır fakat her iki tarafa da mikroskop altında genişleme ameliyatı yapılır. Kişiler ameliyat sonrasında bel ağrılarına dikkat etmeli ve bel ağrısı yapacak işlerden kaçınmalıdır. Bel ağrılarını önleyen iki önemli nokta da düzenli egzersiz programlarına katılmak ve kilo almaktan kaçınmaktır.