Omurilik Kitlesi Omurilik kitlesi, omurilik tümörleri omuriliği saran tabakanın arasında ya da tabakanın yüzeyinde gelişen anormal hücre kütleleridir. İyi huylu olarak adlandırılan yani yayılma olasılığı olmayan tümörlere, kanserli ve yayılması yüksek muhtemel tümörlere oranla daha sık rastlanmaktadır. Bazı tümörler vücudun farklı yerinde kanser olarak başlayıp omuriliğe sıçramış olsa da bunlara ikincil tümör adı verilmektedir. Omurilik tümörlerinin büyük bir çoğunluğu birincil tümör yani omuriliğin içinde başlayan tümörlerdir. İyi huylu tümörler bazı ailelerde daha sık görülmektedir. Genetik olarak. Bunun dışında pek çok durumda tümöre neyin sebep olduğu net bir şekilde bilinmemektedir. Klinik Bulgular Klinik bulgulara göre tümörün omuriliğe yaptığı baskının aşamalı olarak geliştiği gözlenmektedir. Olguların yüzde 80'inde başlangıç evresinde tümörün yerleştiği bölge genellikle ağrılı olmaktadır. Ağrının nedeni sinir kökleri üzerindeki baskıdan kaynaklanmaktadır ve bu ağrı genellikle iki yanlı bir yayılım göstermektedir. Omuriliğe baskı ile klinik belirtilerin ortaya çıkması arasındaki süre tümörün yerine ve büyüme hızına bağlı olarak değişmektedir. Başlangıçta görülen ağrılı evreyi, bir dizi sinir sistemi bozuklukları izlemektedir ve bunlar baskının ilerlemesini ortaya koyan belirtilerdir. Bu belirtiler hareket eksikliklerinden felce kadar birtakım olumsuz durumlar ortaya çıkmaktadır. Tanı Yöntemleri Eğer baskı nedeni giderilmezse süreç son aşamaya gelir ve tam duyu yitimi, deride beslenme bozuklukları, sık görülen yatak ülserleri gibi birtakım belirtiler ortaya çıkar. Omurilik kitlesinin tanısını koymak amacıyla birtakım incelemeler yapılmaktadır. Öncelikle hastaya bir zararı olmadığından dolayı ve tanı koymada yanılma payının az olması nedeniyle tomografi ve MR yöntemlerine başvurulur. Bu işlemlerin dışında omurilik boşluğunun kontrast madde verilerek görüntülenmesi yöntemi olan miyelografi uygulanmaktadır. Omuriliğin damarla ilgili olan hastalıklarında ise anjiografi yöntemi daha yararlı sonuçlar vermektedir. Omuriliğe baskı yapan en doğru tanı koyucu, bilgisayarlı tomografi, magnetik rezonans ve miyelografik incelemelerin ortak sonucuyla elde edilir. Beyin ve omurilik sıvısının incelenmesinde lomber ponksiyon yani bel omurları arasından iğne yöntemi ile sıvı alınması yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntemle alınan sıvıda protein yoğunluğunun arttığı görülür. Bu incelemede bazı özel yöntemler kullanılarak birincil tümörlerde seyrek yayılım ile oluşan tümörlerde ise daha sık olarak tümör hücreleri ortaya çıkarılabilir. Tedavi Yöntemleri Cerrahi girişimle tümör alınır. İyi huylu, omuriliğin dışında ve sert zar dışı tümörler genelde cerrahi yöntemle tedavi edilmektedir. Omurilik içi tümörlerin tedavisinde cerrahi girişimin başarısız sonuçlar doğurma ve ölümle sonuçlanma tehlikesi oldukça yüksektir. Bununla birlikte mikro cerrahi yönteminin gelişmesiyle daha başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Işın tedavisi gerek ağrısının azaltılmasında gerekse birincil yayılım odağı olan tümörün denetlenmesini sağlamaktadır. İlaç tedavisi ile ya da tek başına ilk önce başvurulan tedavi olabilir ya da cerrahi girişimden sonra uygulanmaktadır. Işın tedavisi ve cerrahiden sonra ya da ilk seçenek olarak ışın tedavisi ile uygulanabilir. İlaçların seçimi tümörün tipine ya da başka yerlere yayılımına bağlıdır. |
Nurfidan
15 Temmuz 2024 PazartesiOmurilik kitlesi omuriliğimi saran tabakanın yüzeyinde gelişen anormal hücre kütlesi olarak tanımlanmış. Bu kitlenin iyi huylu olma ihtimali yüksek mi? Ayrıca eğer kitle omuriliğime baskı yaparsa hangi aşamalarda hangi belirtileri yaşayabilirim? Tedavi yöntemleri arasında cerrahi girişim ve ışın tedavisi öne çıkıyor gibi görünüyor; bu tedavi yöntemlerinin başarı oranları nedir ve hangi aşamada uygulanmaları daha uygun olur?
Cevap yazAdmin
15 Temmuz 2024 PazartesiMerhaba Nurfidan,
Omurilik kitlesinin iyi huylu olma ihtimali, kitlenin tipine ve özelliklerine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Genellikle omurilikteki kitlelerin büyük bir kısmı iyi huylu olabilir, ancak kesin teşhis için doktorunuzun yapacağı detaylı incelemeler ve biyopsi sonuçları önemlidir.
Eğer kitle omuriliğinize baskı yapmaya başlarsa, bu durumda çeşitli belirtiler yaşayabilirsiniz. Bu belirtiler arasında sırt ağrısı, bacaklarda veya kollarda güçsüzlük, uyuşma veya karıncalanma gibi hisler, yürüme zorlukları ve mesane ya da bağırsak kontrolünde sorunlar yer alabilir. Bu belirtiler, kitlenin büyüklüğüne ve baskının şiddetine bağlı olarak hafiften şiddetliye doğru değişebilir.
Tedavi yöntemleri arasındaki cerrahi girişim ve ışın tedavisi, kitlenin yerine, büyüklüğüne ve tipine göre seçilir. Cerrahi girişim, kitlenin tamamının veya büyük bir kısmının çıkarılmasını hedefler ve genellikle belirtiler ciddi hale gelmeden uygulanması daha uygundur. İyi huylu kitlelerde cerrahi müdahale genellikle yüksek başarı oranına sahiptir. Işın tedavisi ise, cerrahi müdahalenin mümkün olmadığı durumlarda veya cerrahi sonrası kalan hücrelerin yok edilmesi amacıyla kullanılabilir. Bu tedavi yöntemi de oldukça etkili olabilir, ancak başarı oranı ve yan etkileri kitle türüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır.
En doğru ve kişisel tedavi planını doktorunuzla görüşerek belirlemeniz en iyisi olacaktır. Sağlıklı günler dilerim.
Sevgiler,
[Asistan]